Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri

kitap yorumu, kitap özeti, pdf,
Yazara bizzat söz verdim, kitabın ismi ile alay etmeyeceğim. Ancak zabıt katibi halimle bile kitabın ismini yazmak yerine kopyala yapıştır yaptığımı da itiraf etmeliyim.

Öncelikle son zamanlarda en iyi -Türk yazarlar arasında hiç olmadığı kadar hem de- kurgulardan birine sahip. Osmanlı Saray Tabiplerinden ve hiç yaşlanmama hastalığından muzdarip Atahunalp Urumgalatlı bir sahilde hafızasını yitirmiş bir şekilde kendine gelir. Sahile bitişik yamaçlarda kurulu bir çiftliğe ulaşan Atahunalp, burada kendisi gibi hafıza zayıflığı olan torunları, torunlarının torunları ile birlikte 140 küsur yıllık hafızasının peşinde olan bir örgütten sakladıklarını öğrenir. Hem kaybolan hafızasını, hem de peşindekilerin kim olduğunu öğrenmek isterken kendini bir garip maceranın içinde bulunur. Dahası hafızasında bir şeyler canlandıkça kafası daha da çok karışacaktır.

Kitapta, özellikle başlarda yaşına göre konuşmayan Mehveş Hanım'ın diyaloglarını biraz yadırgamakla beraber, yazarın Tükçe Dilbigisi kurallarına tamamen uygun ancak tv'de, radyoda ya da benzer kitaplarda kullanılan genel geçer Türkçe'den farklı kullanımları dikkat çekiyor. Bazı sitelerde "yazarın kötü Türkçe kullanımı" diye bahsedilse de ben alışılmadık diye yorumluyorum. "Önemsiz" yerine "mühimsiz", "tanıdık" yerine "aşina", "bir çuval incirin pestil olması" bu kullanımlardan birkaçı iken kelime dağarcığıma kattığı "iştiyak" kitabın başka bir artısı.

Atahunalp, bir taraftan kendine torunun torunu Nevdila ile birlikte kayıp hafızasına ulaşmaya çalışırken, bir taraftan da çiftlikte yaşayanların gerçek ailesi olup olmadığından şüphelenmektedir. Karşılaştığı olaylarla hafızası parça parça yerine gelen Atahunalp, Nikola Tesla ile 1913 yılına dayanan bir dostluğunun olduğunu hatırladığında çok şaşırır. Ancak bu hafızasının tamamına kavuştuğunda öğreneceklerinin yanında bir hiçtir.

Şimdiki zaman ve parça parça gelen hatıralar arasında geçişler güzel. Hafızasını kaybeden birinin davranışları, konuşmaları hakkında tereddütlerim olsa da hafıza konusunda da araştırma yaptığını söyleyen yazar tereddütlerimi giderdi. Araştırma demişken; yazarın daha önceleri facebooktan benim gibi geveze bir arkadaşa serzenişinden yola çıkarak, bu tip eleştirilere maruz kalmamak adına Nikola Tesla'yı bizzat kitabına almak yerine, Nikola Tesla'dan esinlenip hayali bir karakter yaratabilirdi diye düşünüyorum.

Yine kayıp hafıza temalı eserlerdeki; geçmişi ararken eskiden yaptığı hatalardan ders almak, yeniden hatırlanan hafıza ile beraber ortam etkisi ile karakter değişimi, ölümsüzlük temalı eserlerdeki uzun yaşamın nimet mi, lanet mi olduğu sorunsalı bu kitabında değinemeden geçemediği klişelerden. Ancak son 100 sayfa içerisinde ard arda gelen iki ters köşe gerçekten iyiydi. Bu noktada hikayenin serim bölümü biraz daha kısa tutulup, final bölümü biraz daha uzatılarak kişilik çatışması biraz daha derinleştirilebilirse, son 100 sayfayı bir kerede okumak zorunda kalmaz, ilk ters köşeyi algılamaya çalışırken gelen ikinci şaşırtmaca yüzünden beynim karıncalanmaz, son kısmı sindirmek için biraz daha vaktimiz olabilirdi. 


Bir de başlangıç bölümünde yazanları tekâmülde dördüncü boyuta geçmeyenlerin anlamayacakları, bu nedenle okumasına gerek olmadığı iddia ediliyor. Dördüncü boyuta geçmeyenlerden ziyade dinden çıkmaktan korkanların okuması gerek bence. Neden böyle denmiş anlamadım. (Lan bi dakika, yoksa...)

kitap yorumu, pdf, kitabı nasıl, özeti
Bu yazarın tercihi mi bilmiyorum ama sansüre hayır. Bu kitabı okuyacak yaşa gelmiş bir insan bu zamana kadar elbet "siktir" diye bir kelime duymuştur. Kaldı ki bu kelime "s.ktir" olunca başka anlam ifade etmiyor. Hem kitap boyu süregelen Mehveş Hanım'ın soft porno tadındaki sohbetlerinin yanında siktir ne ki?

Kitap "devam edecek" modunda bitirilmiş olsa da sanırım devam etmeyecek, ziyanı yok. Zaten geride herhangi bir soru işareti bırakmıyor. Ama zannımca dizi uyarlamasına çok uygun bir konusu olan kitap dizi olarak çekilirse, ilerleyen sezonlarda kitabın kaldığı yerden devamı kurgulanabilir.


Profil Yayınlarından çıkan kitap kelime hataları ile dolu. Kimsenin ekmeğine mani olmak istemem ama bence yayınevi editörü ile sözleşmesini gözden geçirmeli. Gerçi kitabın bu hali ile bir editör kontrolünden geçtiğinden bile emin değilim. Belki de tavsiyemi yayınevi işe bir editör almalı olarak değiştirmeliyim. Ön kapak ve sırt kısmındaki sütlü kahve tonları ile bezeli kapak çok güzel ama arka kapağa gelince boya bitmiş gibi. Nedendir bilemedim. Arka kapak demişken; arka kapaktaki tanıtım yazısı kitabın finaline gölge düşürüyor. Sanki ipucu vermeyecek şekilde düzenlense daha iyi gibi. Yine de 14–15 TL civarındaki fiyatı ile kitap alışveriş listesinin üst sıralarına konması gereken güzel bir kitap.


Kitabının özeti, kitabı nasıl, iyi midir, okumalı mıyım, tavsiye, öneri, indir, konusu ne, kim yazmış çok satanlar mutlaka oku kim yazdı kitap roman, kitabının konusu, Mehmet Mollaosmanoğlu, atahunalp urumgalatlı, kitap yorumu, ölümsüzlük. Nicola tesla, pdf oku, pdf indir, kitap yorumu, kitap konusu. Kitap özeti






Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Bu kitabımla ilgili nerede ne zaman bir yorum görsem, blogcu bir kızın kendi blog sitesinde, 'internetten bulunabilecek bilgilerle yazılmış kötü bir kitap...' dediğini hatırlarım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Velev ki internetten bulunabilecek bilgiler olsun, (İnternette olmadığını biliyorum) bu 500 sayfalık bir kitap yazmanın zorluğundan ne eksiltir ki?

      Sil

Yorumlarınız bizim için önemli...