Koma


İnternet eskicilerinden temin edip kitaplığıma kattığım 8 adet Robin Cook romanından biri olan Koma'yı okudum. Yazarın 1977 yılında yazdığı bu kitap 1978 yılında Türkçemize kazandırılmış. Şu ana kadar ulaşabildiğim yazarın en eski kitabı. Zaten öncesinde yazmış olduğu bir kitap var ama onun ülkemizde yayınlandığına dair bir bilgi bulamadım.

Kitabın içeriğine geçmeden önce şuna değinmek istiyorum. Eski bir kitabı okumak ne kadar güzel bir şeymiş yahu. Yok öyle kağıdın dokusu, kokusu romantizmine bağlamayacağım. 1977 yılında yazılıp, 1978 yılında çevrilmiş bir kitabı okuyunca 1977 yılında dünyanın ahval ve şeraitinden, 1978 yılının Türkiye'sinden detaylar, insanının anlayışından yaşam tarzından bir şeyler buluyorsun. Aklımda kaldığı kadarıyla (notlarım yanımda değil işyerinden yazıyorum şu an) o yıllarda bugün bizim kullandığımız anlamda "dansçı" kelimesi yokmuş. Bunun yerine bugün daha oryantal dansı yapan kişiler için kullanılan dansöz kelimesine yer verilmiş. Ayrıca o yılarda Amerika'da kadın doktorlar için soyunma odasının olmaması (hatta kadınların doktorluk yapmasının tabu olması), bugün excel, yada herhangi bir programla bir kaç saniyede alabileceğimiz -bu hastanede şu hastalıktan ölen kaç kişi oldu- gibisinden soru cevabı için, hastanenin IBM (bunun doğru bir çeviri olduğundan emin değilim) merkezinde form doldurulup, müdür onayından sonra IBM operatörü tarafından yerine getirilmesi için bir kaç gün beklenmesi eski bir kortpostala bakmak gibi.

Kitaba geçersek; okuduğum diğer Robin Cook robanları kadar sürükleyici olmasa da, Robin Cook'un kurmaya çalıştığı evrenin işaretlerini veriyor. Özellikle kitabın kahramanı Susan Wheeler, sonradan sıkça karşılacağımız diğer bir kadın doktor Laurie Montgomery'nin prototipi gibi. Diğer karakter Mark Bellows ise umursamazlığı ve ince esprileri ile artık içimizden biri olan Jack Stapleton'un kopyası. O zamanın Türkçe'si ile değerlendirildiğinde harika bir çevirisi olan bu kitabın sanırım filmi de çevrilmiş.

Yorum Gönder

0 Yorumlar