Artık silik faks metinlerine yazılan eğri büğrü aşklar dönemi başladı. Kurşunkalem arasan bulamazsın hiçbir cebin mahremiyetinde… Şimdi kurşunkalem geçirmez aşklar zamanı…
Derdim büyük a
dostlar. Hala sıkıntıdayım. Kitaplarım hala konsolun içinde, konserve
kutusundaki sardalyeler gibi üst üste. Kitaplarımı raflarda inci gibi yan yana dizili
göremediğime mi yanayım, okumak istediğim kitabı bulamama mı, bulmak isterken
konsol üstündeki üçgen dantelin hipotenüsünün, konsolun kenarına olan
uzaklığını değiştirdim diye karımdan yediğim fırçaya mı, yoksa tüm bu eziyete
rağmen Ilgın'ın alerjik rinitinin geçmemesine mi yanayım, şaşırdım. Bu nedenle
bir "umduğumu değil, bulduğumu okuma" kitabı ile daha karşınızdayım.
Yılmaz Erdoğan'ı
zamane gençleri gibi ÇGHB'den değil, tüm yaşıtlarım gibi "Mükremin Abi "
olarak sevenlerden biriyim. İnce İnce Yasemince' de ki hallerini pek beğenmesem
de "Deli Emin" haline hayran kalmıştım. Ne var ki zamanla değişen
siyasi çizgisi bir tarafa, özellikle Çok Güzel Hareketler Bunlar da hissedilen
"her şeyi en iyi ben bilirim" ya da "buralarda komedi benden
sorulur" tavırları ile aramız açıldı. Kim bilir belki de biz Mükremin
Çıtır'ın bizim gibi kaybedenlerden ve kaybettiğini bulmaya çalışanlardan biri
olma ihtimalini sevmiştik de, sindirim sistemimiz bu galip gelmiş tavırlarını
hazmetmekte zorlandı. "Yaptım lan, vallaha yaptım. Onca yıl sonra hala
Mükremin gibi konuşabiliyorum, yaşasın…"
Etrafınıza bakın, en heyecan verici, en eğlenceli insanlar hep sahtekârlardır. Çünkü sahtekâr, sempatik olmak zorundadır. İyinin böyle bir mecburiyeti yoktur. İyi, sıkıcıdır.
Girişte yazarın kısa
bir biyografisinin ardından kitap içeriğindeki yazılar hakkında bilgi verilmiş.
Anlatıldığına göre Yılmaz Erdoğan'ın Gürbüz Vural adıyla Aktüel Dergisi'ne ve
Vatan Gazetesine yazdığı köşe yazılarından derlenmiş bir kitap elimizdeki. Bir
de ilk ve sadece bu kitapta göreceğimiz yazılar varmış ama o yazılar hangileri
belli değil.
Anadolu uygarlığın beşiğidir. Uygarlık orada doğmuştur ama korkarım büyümek için başka yere göçmüştür.
Yazıların büyük
çoğunluğu, herhangi bir köşe yazısı gibi dönemin gündemi ile alakalı. Bir kısmı
da gerçekten boş beleş, pazar ekinde yayınlanmak üzere Çarşamba gününden
yazılan bir pazar günü yazısı ne kadar samimi ise o kadar samimi yazılar. (Bu
cümleyi kurmam için gereken tüyoyu, yine kitabın içinden, yazarın kendisinden
aldım.) Ancak istisnasız her yazının içinden gerek aşka, gerek hayata dair
alıntı olarak kullanabileceğiniz, facebook, twitterde paylaşabileceğiniz onlarca
cümle var. Bunu benim yazımdan da gayet rahat anlayabilirsiniz. Bu kadar çok
alıntı kullandığım başka bir yazım var mı hatırlamıyorum. Yine de şunu itiraf
etmeliyim; bazı uzun ve Mükremin tarzı cümleleri anlamlandıramadığım için derin
anlamlar içerdiğini sanmış da olabilirim, sonradan uyarmadı demeyin.
Dünyadaki tüm devrimcilerin ortak yanı önce kavga çıkarıp ardından sürekli barış istemeye başlamalarıdır.
Tüm yazılar içinde
özellikle "Kurtarılan" isimli yazıyı beğendim. Kesinlikle ironi
nedir, nasıl yapılıra güzel bir örnek. Kim bilir belki de adam kendini bu kadar
beğenmekte gerçekten haklıdır.
Sonlara doğru yazıların
tadı giderek azalsa da, Milli Takım'a yazdığı mektubu okurken
duygulandım, gözlerim uzaklara, taa 2002 yılına daldı. Dünya Kupası, İmansız'ın
(biz ona böyle hitap ederdik) Senegal'e attığı gol, o gole sevinirken Necip
Usta'nın kendini kaybedip bana yumruk atması, daha güzeli, fırsat bu fırsat
diyerek aynı şekilde karşılık vermeme ses etmemesi… Göğsüm bir kere daha
kabardı, gözlerim bir kere daha yaşardı. O zamanlar güzel ülkeymişiz vesselam.
Solcular gazete alır, sağcılar ise gazete çıkarırlar.
Kitabın kapağı, ismi
ile müsemma, bembeyaz bir fon üzerine kondurulmuş bir çamaşır suyu şişesinden
ibaret. Göze hoş gelmese de isme uyumu açısından bakıldığında en azından
başarılı. Yılmaz Erdoğan'ın, eskiden (belki bizler için hâla) kendine has ve
güzel, ancak şimdiki nesil için eğlencesini yitirmiş olabilecek tarzı ile ince
ince Yılmaz Erdoğan'ca yazılmış hoş bir kitap. Eğer Emre Belözoğlu'na gaz
vereceğim derken "dünyanın en yetenekli ve en sempatik orta saha
oyuncusu" diyerek sempatik kelimesinde anlam kayması yaratmasaydı
"okumadan geçme" kategorisine sokacağım bir kitaptı. Maalesef kitap
buradan ciddi puan kayıpları yaşayarak bir alt kategoride yer aldı.
Kitabın Künyesi
Ø
Orijinal Adı: Hijyenik Aşklar
Ø
Yayın tarihi: Mart 2013 (1. Baskı)
Ø
Yazar: Yılmaz Erdoğan
Ø
Ebat: 13,5 x 19,5 cm
Ø
Sayfa: 158
Ø
ISBN: 9755701851
Ø
Goodreads Puanı: 3.15
2 Yorumlar
Kapağı beğenmedim :) Yorumu beğendim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Kapak hazırlanırken sadece isim üzerinden tasarım yapılmış anlaşılan.
YanıtlaSilYorumlarınız bizim için önemli...